Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

ci̇var

listen to the pronunciation of ci̇var
Турецкий язык - Английский Язык

Определение ci̇var в Турецкий язык Английский Язык словарь

civar
vicinity

Kate's father is in the vicinity of the house. - Kate'in babası evin civarındaydı.

civar
environs
civar
neighboring
civar
adjacencies
civar
locality
civar
adjacency
civar
neighborhood

We live in the neighborhood of the school. - Okulun civarında yaşıyoruz.

civar
vicinage
civar
neighbourhood, surroundings yöre, dolay
civar
way

It was near the river that I lost my way. - Yolumu nehir civarında kaybettim.

Around nine o'clock I'll be on my way back again. - Saat dokuz civarında ben tekrar yolumda olacağım.

civar
1.neighborhood, vicinity, environment, surroundings
civar
neigbourhood
civar
neighbourhood [Brit.]
civar
purlieus
civar
precincts
civar
area

Do you know the name of the most successful military man from this area? - Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?

There is not a lot of foot traffic in this area so far as I have seen. - Gördüğüm kadarıyla bu civarda yaya trafiği pek yok.

civar
(Askeri,Ticaret) proximity
yakın civar
ambient
civar
outskirts
civar
{i} neighbourhood

The price was in the neighbourhood of 50 dollars. - Fiyat yaklaşık 50 dolar civarındaydı.

Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Yakın yer, yakın komşu
(Osmanlı Dönemi) Çevre, yöre, etraf
civar
Yöre, yakın yer, dolay: "Büsbütün aşka geldi. O civar halkınca pek sevilen bir başka şarkıya geçti."- H. Taner
civar
Yöre, yakın yer, dolay