Tom bir keşiş olmaya karar verdi.
- He decided to become a monk.
Keşişler manastırlarda tenis oynarlardı.
- Monks used to play tennis in monasteries.
Rahipler yeni başrahibi seçti.
- The monks elected a new abbot.
Ne? Biraz çorba ve kereviz, yiyeceğim bütün şey bu mu? Ben bir Zen rahip değilim.Ben böyle bir kemer sıkma diyetiyle yaşayamam.
- What? A little soup and celery is all I get? I'm not a Zen monk. I can't survive on an austerity diet like this.
Manastır Mary'ye keşiş hayatının ona uyduğundan tamamen emin olup olmadığını sordu.
- The abbess asked Mary if she was completely sure that the monastic life fit her.