Çenesindeki komik büyüme nedir?
- What is that funny growth on Mary's chin?
Onun çenesine yumruk attım.
- I punched him in the chin.
Tom, bütün gece konuşmayı sürdürdü.
- Tom kept talking all night.
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
- John was in such a hurry that he had no time for talking.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Tom is Mary.
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl who's talking with Tom is Mary.
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
- John was in such a hurry that he had no time for talking.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking to?
Yolculuğu hakkında onunla konuşarak iyi vakit geçirdi.
- She had a good time talking with him about his trip.
Arkadaşlarımızla konuşarak akşamı geçirdik.
- We passed the evening away talking with our friends.
Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.
- If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.
Benim hayalim, akıcı bir şekilde Çince konuşmak.
- My dream is to speak Chinese fluently.
I'm learning Chinese.
- I am learning Chinese.
I am already able to write Chinese characters.
- I'm already able to write Chinese characters.