Sokağı kestanelerden temizledi.
- He cleared the street of chestnuts.
Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.
- Chestnuts have to be boiled for at least fifteen minutes.
Evimizin önünde iki tane yaşlı kestane ağacı var.
- In front of our house are two old chestnuts.
Biraz tatlı kestane yiyeceğim.
- I will eat some sweet chestnuts.
chestnut colour:.