Biz çay üzerine sohbet ediyorduk.
- We were chatting over tea.
Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
- I spent the whole afternoon chatting with friends.
Tom'la muhabbet etmeye gidelim.
- Let's go have a chat with Tom.
Hadi, sobanın etrafında oturalım ve muhabbet edelim.
- Let's sit around the stove and have a chat.
Özel olarak konuşmamız gerek.
- We need to have a chat in private.
Konuşmaya devam ettik.
- We continued chatting.
Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.
- I would like to chat with you by e-mail.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Biliyorsun, geçen gün sokakta onunla karşılaştık, biz konuşmak için durduk.
- You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
Konuşmak yerine çalışın!
- Work instead of chatting!
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Biz bir süre sohbet ettik.
- We had a chat for a while.
Do you want to chat online later?.