Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.
- Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
Tom maaşının yarısını sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor.
- Tom donates half his salary to his favorite charity.
Tom hayırseverlik yapmak için sorulmasını sevmez
- Tom doesn't like being asked to give to charity.
Hayır kurumuna yardım eder misin?
- Do you give to charity?
Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.
- Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
Hayır işin için para toplamana yardımcı olacağım.
- I'll help you raise money for your charity.
Tom yerel bir hayır işi için bir web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu.
- Tom volunteered to design a website for a local charity.
Yardımseverlik evde başlar.
- Charity begins at home.
Tom yardım kurumuna çok para bağışladı.
- Tom contributed a lot of money to the charity.
Tom geçen yıl hayır için ne kadar bağış yaptı?
- How much money did Tom donate to charity last year?
O, sadaka almayı reddetti.
- She refused to accept charity.
Neredeyse her gün sadaka veririm.
- I give charity almost every day.
Hayır kuruluşu adını birkaç milyar yen hibe veren bir adamdan aldı.
- The charity is named after a man who gave away some two billion yen.
O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağış yapan bir kişinin adı verilmiştir.
- That charity is named after a person who donated about two billion yen.
Onlardan merhamet bekleme.
- Don't expect charity from them.
'Yes. She really is.' Mark recalled how glorious the name of Charity had sounded to him in the beginning. 'It's not her fault she's called Charity,' he added defensively.
Judge thyself with the judgment of sincerity, and thou will judge others with the judgment of charity. — John Mitchell Mason.
... being part of different charities, and growing up from ...
... It's charities. ...