Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir.
- This organism can survive at temperatures well below the freezing point of water.
Suyun donma noktası nedir?
- What's the freezing point of water?
Tom ve Mary dondurucu gölde yüzdü.
- Tom and Mary swam in the freezing lake.
Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
- The match had to be called off because of the freezing weather.
Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
- The match had to be called off because of the freezing weather.
Burası dondurucu soğuk.
- It's freezing cold in here.
Neredeyse donarak ölecektik.
- We came dangerously close to freezing to death.
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.
- A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.
Burada dışarısı çok soğuk.
- It's freezing out here.
Burada hava çok soğuk.
- It's freezing in here.
O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi.
- He was freezing, so he shivered with cold.
Böyle buz gibi soğuk bir yerde ne yapıyorsun?
- What are you doing in a freezing place like this?
Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir.
- This organism can survive at temperatures well below the freezing point of water.
Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
- The temperature is just above freezing.