Meydan okumaktan zevk aldım.
- I enjoyed the challenge.
Tom iyi bir meydan okumaktan hoşlanır.
- Tom enjoys a good challenge.
Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.
- Don't challenge someone who has nothing to lose.
Tom bir meydan okuma ile karşı karşıya.
- Tom is facing a challenge.
Tom bir meydan okuma ile karşı karşıya.
- Tom is facing a challenge.
Tom tenis oyununda Mary'ye meydan okudu.
- Tom challenged Mary to a game of tennis.
Özellikel astım veya astım şüphesi olan insanlarda metakolin veya histamin solutularak solunum fonkisyon testleri yapılmasına "challenge" adı verilir.
Tom benim itirazımı kabul etti.
- Tom accepted my challenge.
Sami ona itiraz etmedi.
- Sami didn't challenge that.
Tom Mary'nin bir tenis maçına davetini kabul etti.
- Tom accepted Mary's challenge to a tennis match.
Tom Mary'yi bir satranç oyununa davet edecek kadar aptaldı.
- Tom was stupid enough to challenge Mary to a game of chess.
Bu kadının zihinsel sorunları var.
- This woman is mentally challenged.
Tom'un sorununu güçlükle reddedebildim.
- I could hardly refuse Tom's challenge.
Dostluklar zorlu olma eğilimindedir.
- Friendships tend to be challenging.
Tom zorlu bir işle karşı karşıyadır.
- Tom faces a challenging job.
O gerçekten büyüleyici.
- It's really challenging.
Bu çok ilgi çekici bir engel parkuru.
- This is a very challenging obstacle course.
O ilgi çekici ve ben çok şey öğreniyorum.
- It is challenging and I am learning a lot.
Tom zorlukları sever.
- Tom loves challenges.
Birçok zorluklar vardı.
- There were many challenges.
Ben kendime meydan okumayı severim.
- I love challenging myself.
Tom bana meydan okumaya devam etti.
- Tom just kept challenging me.
Ona bir oyunda meydan okudum.
- I challenged him to a game.
Tom Mary'ye başka bir satranç oyunu için meydan okudu.
- Tom challenged Mary to another game of chess.
Tom neden Mary'ye meydan okuyor?
- Why is Tom challenging Mary?
O, çok meydan okuyucu bir hipodrom.
- It's a very challenging racetrack.
İki hamlede, Kasparov meydan okuyucu kontrol edecektir.
- In two moves, Kasparov will check the challenger.
We're still waiting to hear how the court rules on our challenge of the arbitrator based on conflict of interest.
Consanguinity in direct line is a challenge for a judge when he or she is sitting cases.
mentally challenged.
vertically challenged.
... It was a new challenge. ...
... The President: That is a challenge. ...