Our teacher’s so strict, he'd never let us get away with anything in class.
He thought he could get away with not doing any work..
The prouder the individual, the harsher the punishment.
- Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur.
Tom certainly didn't deserve the punishment he received.
- Tom aldığı cezayı kesinlikle hak etmedi.
We should abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız.
The man is liable to the death penalty.
- Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
- Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
He is an authority on criminal law.
- Ceza hukukunda bir otoritedir.
Cézanne knew how to paint nature in a new way.
- Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
But that doesn't affect the sentencing.
- Fakat o, cezayı etkilemez.
Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
- Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Tom hasn't been charged.
- Tom cezalandırılmadı.
He was disciplined for his wrongdoing.
- O kabahati için cezalandırıldı.
Tom had to pay a fine for jaywalking.
- Tom yaya geçidinden geçmediği için ceza ödemek zorunda kaldı.
Ken was fined 7,000 yen for speeding.
- Ken hızdan dolayı 7.000 yen para cezasına çarptırıldı.
Terrible punishments were promised her.
- Ona korkunç cezalar söz verildi.
The man is liable to the death penalty.
- Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
We should abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız.
We award punitive damages in the amount of two million dollars.
- İki milyon dolarlık ceza tazminatı ödüyoruz.