Our teacher’s so strict, he'd never let us get away with anything in class.
He thought he could get away with not doing any work..
Raskolnikov is the protagonist of the book of Crime and Punishment written by Dostoevsky.
- Raskolnikov, Dostoyevski tarafından yazılan Suç ve Ceza isimli kitabının baş kahramanıdır.
The prouder the individual, the harsher the punishment.
- Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur.
His crime deserved the death penalty.
- Onun suçu ölüm cezasını hak etti.
The man is liable to the death penalty.
- Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
- Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
In Singapore, one way to punish a criminal is to whip him or her.
- Singapur'da bir suçluyu cezalandırmanın bir yolu onu ya da onu kırbaçlamaktır.
Cézanne knew how to paint nature in a new way.
- Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
But that doesn't affect the sentencing.
- Fakat o, cezayı etkilemez.
Tom hasn't been charged.
- Tom cezalandırılmadı.
Tom is facing criminal charges.
- Tom cezai yaptırımla karşılaşıyor.
He was disciplined for his wrongdoing.
- O kabahati için cezalandırıldı.
Tom paid a $300 fine.
- Tom 300 dolar para cezası ödedi.
Ken was fined 7,000 yen for speeding.
- Ken hızdan dolayı 7.000 yen para cezasına çarptırıldı.
Terrible punishments were promised her.
- Ona korkunç cezalar söz verildi.
The man is liable to the death penalty.
- Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
Tom believes that the death penalty should be abolished.
- Tom ölüm cezasının kaldırılması gerektiğine inanıyor.
We award punitive damages in the amount of two million dollars.
- İki milyon dolarlık ceza tazminatı ödüyoruz.