I am a broccoli and I look like a tree! I am a walnut and I look like a brain! I am mushroom and I hate this game!
- Ben bir brokoliyim ve bir ağaç gibi görünüyorum! Ben bir cevizim ve bir beyin gibi görünüyorum! Ben mantarım ve ben bu oyundan nefret ediyorum!
She cracked the walnut with her teeth.
- O, cevizi dişleriyle kırdı.
A coconut is not a nut.
- Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.
Something really should be done about the problem, but this is cracking a nut with a sledgehammer.
- Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
Walnuts, almonds, hazelnuts, pistachios and pine nuts are dry fruits.
- Ceviz, badem, fındık, fıstık ve çam fıstığı, kuru meyvelerdir.
Tom told Mary John couldn't eat walnuts.
- Tom, Mary'ye John'un cevizleri yiyemediğini söyledi.
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.