Don't forget to reply to her letter.
- Onun mektubunu cevaplamayı unutma.
Please reply by telex.
- Lütfen teleksle cevaplayın.
He was reluctant to answer.
- O, cevaplamak için isteksizdi.
All you have to do is sit down here and answer the doctor's questions.
- Tüm yapmanız gereken, burada oturmak ve doktorun sorularını cevaplamak.
I can't reply your message immediately, for I can't type fast.
- Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
Tom didn't know how to reply.
- Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.
You must answer the question.
- Bu soruyu cevaplamalısın.
Larry Ewing doesn't answer me.
- Larry Ewing bana cevap vermiyor.
I got no response from anyone.
- Kimseden cevap alamadım.
He wrote her a friendly response.
- Ona arkadaşça bir cevap yazdı.
He was reluctant to answer.
- O, cevaplamak için isteksizdi.
Your question is hard to answer.
- Sorunu cevaplamak zordur.
Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.
- Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.