I don't know how to reply to that question.
- O soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmiyorum.
Don't forget to reply to his letter.
- Onun mektubunu cevaplamayı unutma.
It is easy to answer the question.
- Soruyu cevaplamak kolaydır.
He was reluctant to answer.
- O, cevaplamak için isteksizdi.
I have received no reply from you yet.
- Sizden henüz bir cevap almadım.
Please write me a reply soon.
- Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.
You must answer the question.
- Bu soruyu cevaplamalısın.
Larry Ewing doesn't answer me.
- Larry Ewing bana cevap vermiyor.
She wrote him a friendly response.
- Ona arkadaşça bir cevap yazdı.
He wrote him a friendly response.
- Ona arkadaşça bir cevap yazdı.
He was reluctant to answer.
- O, cevaplamak için isteksizdi.
It's your turn to answer the question.
- Soruyu cevaplamak için senin sıran.
Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.
- Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.