cevap vermek

listen to the pronunciation of cevap vermek
Турецкий язык - Английский Язык
answer

She got up to answer the phone. - O, telefona cevap vermek için kalktı.

You don't have to answer quickly. - Çabucak cevap vermek zorunda değilsin.

respond

The president was nice enough to respond to my letter. - Başkan benim mektubuma cevap vermek için yeterince kibardı.

You don't have to respond by letter. - Mektupla cevap vermek zorunda değilsin.

reply

Being too nervous to reply, he stared at the floor. - O, cevap vermek için çok fazla sinirli olduğu için yere baktı.

Sorry, I still don't know enough to reply in Esperanto. - Üzgünüm, Esperanto cevap vermek için hâlâ yeterince bilmiyorum.

(Kanun) respondere
reply to

You don't have to reply today. - Bugün cevap vermek zorunda değilsin.

give an answer
to answer, to reply (to), to give an answer yanıt vermek, karşılık vermek
talk back
satisfy
1. to give an answer to. 2. to meet the need for (something)
replicate
(Kanun) serve a reply
rejoin
return
sert cevap vermek
retort
cevap vermek (tedaviye)
(Tıp) be responsive to
cevap vermek istememek
beg the question
cevap ver
come in
cevap ver
answer for

Tom has a lot to answer for. - Tom cevap vermek için çok şeye sahip.

I'll answer for this man's honesty. - Ben bu adamın dürüstlüğü için cevap vereceğim.

cevap ver
{f} reply

I can't reply your message immediately, for I can't type fast. - Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.

She didn't reply to my letter. - O, mektubuma cevap vermedi.

cevap ver
answered

Ask only questions that can be answered with yes or no. - Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.

I called his office again and again, but no one answered. - Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.

cevap ver
{f} answer

If the telephone rings, can you answer it? - Eğer telefon çalarsa cevap verebilir misin?

I'm Japanese, the boy answered. - Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.

ihtiyaça cevap vermek
to serve a need
kaçamak cevap vermek
to hedge, to parry, to stall, to fence, to prevaricate
kaçamak cevap vermek
fence
kaçamak cevap vermek
evade
kaçamak cevap vermek
prevaricate
kaçamak cevap vermek
evade a question
kaçamak cevap vermek
shift
kaçamaklı cevap vermek
quibble
olumlu cevap vermek
answer in the affirmative
olumlu cevap vermek
answer the affirmative
olumlu cevap vermek
to answer in the affirmative
olumsuz cevap vermek
negative
olumsuz cevap vermek
give a negative answer
tedaviye cevap vermek
respond a medical treatment
ters cevap vermek
to bite sb's nose off
ters cevap vermek
rebuff
zekice cevap vermek
riposte
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) CABET
(Osmanlı Dönemi) HIVAR
cevap vermek
Избранное