Biz de ihtiyatlı olmalıyız.
- We have to be cautious, too.
Biz yeterince ihtiyatlı değildik.
- We weren't cautious enough.
Çok tedbirli olduğumu düşünüyor musun?
- Do you think I'm being too cautious?
Biz sadece tedbirli davranıyoruz.
- We're just being cautious.
Tom dikkatli bir şekilde taşındı.
- Tom moved cautiously.
Caddeyi geçerken dikkatli ol.
- Be cautious when you cross the street.
Yeni bir şey denemeyecek kadar sakıngan.
- He is too cautious to try anything new.