Film karışık eleştiriler aldı.
- The movie received mixed reviews.
O, ona karışık sinyaller verdi.
- She gave him mixed signals.
Tom'un karmaşık duyguları vardı.
- Tom had mixed feelings.
Karman çorman alıyorum.
- I'm getting all mixed up.
Ben onların entegre devrelerini programlamıyorum.
- I do not program their integrated circuits.
Fotolitografi entegre devreler yapmak için kullanılır.
- Photolithography is used to make integrated circuits.