Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.
- They carried on with the plan in spite of strong objections to it.
Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
- In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
Tom'un bavulunu onun için taşımak zorunda kaldım.
- I had to carry Tom's suitcase for him.
O, o alışkanlığı mezarına kadar taşıdı.
- She carried that habit to her grave.
İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.
- People carried their own weight then.