O,o kediye bakmak için istekliydi.
- He was willing to care for that cat.
Ona bakmak için para gönderdi.
- He sent money to help care for her.
Hiç kimse bu hastayı umursamıyor.
- No one is caring for this patient.
Tom'un uzun zaman önce düşündüğünü umursamayı bıraktım.
- I stopped caring about what Tom thinks a long time ago.
Sporlardan hoşlanmam.
- I don't care for sports.
Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
- I don't care for the way he talks.
Mary şefkatli bir eş ve annedir.
- Mary is a caring wife and mother.
Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.
- The elephant is a very caring mother for its children.
she was caring.
Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.
- The elephant is a very caring mother for its children.
Dan çok şefkatli bir babaydı.
- Dan was a very caring father.
Kocam sevecen ve sempatik.
- My husband is loving and caring.
I cared for my ailing mother for five years.
Still, while most Japanese may not care for the meat, many object to calls to stop whaling.
She's a very caring person; she always has a kind word for everyone.