careful, wary

listen to the pronunciation of careful, wary
Английский Язык - Турецкий язык

Определение careful, wary в Английский Язык Турецкий язык словарь

cautious
{s} ihtiyatlı

Biz yeterince ihtiyatlı değildik. - We weren't cautious enough.

Tom Mary'nin gereksiz yere ihtiyatlı olduğunu düşünüyor. - Tom thinks that Mary is being unnecessarily cautious.

cautious
{s} tedbirli

Ben tedbirli olmaya çalışıyorum. - I'm trying to be cautious.

Tom tedbirli bir şekilde kapıyı açtı ve odaya girdi. - Tom cautiously pushed the door open and entered the room.

cautious
müdebbir
cautious
dikkatli

Yaşam bir kutu kibrit gibidir. Dikkatli davranırsan aptallıktır. Dikkatli davranmazsan tehlikelidir. - Life is as a box of matches. Treating it cautiously is foolish, not treating it cautiously is dangerous.

Tom dikkatli bir şekilde taşındı. - Tom moved cautiously.

cautious
önemli
cautious
sakıngan

Yeni bir şey denemeyecek kadar sakıngan. - He is too cautious to try anything new.

cautious
{s} sakınan
cautious
cautiously ihtiyatla cautiousness ihtiyatlılık
Английский Язык - Английский Язык
{s} cautious
hoful
careful, wary
Избранное