Lütfen yakalanan kuşları serbest bırakın.
- Please free the captured birds.
Lütfen yakalanan kuşların gitmesine izin ver.
- Please let the captured birds go.
Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
- I captured butterflies with a net.
Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.
- The boy captured the bird with a net.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Sen hiçbir şey ele geçirmedin.
- You captured nothing.
Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
- We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
- They would capture as many people as possible.
Tekrar yakalanmayı göze alamam.
- I can't risk getting captured again.
Yakalanmama izin veremem.
- I can't let myself be captured.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
O pazarı yakalamak istiyoruz.
- We want to capture that market.
Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
- We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
Senin düşman tarafından esir alındığını düşündük.
- We thought you'd been captured by the enemy.
Tom düşman tarafından esir alındığını iddia etti.
- Tom claimed he had been captured by the enemy.
He captured his opponent’s queen on the 15th move.
... have captured that's really profoundly shaped ...
... sometimes possess local situational awareness that can't be captured in nested "if-then" ...