Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
Bazı köpek sahipleri köpeklerini balıkla beslemenin uygun olup olmadığını merak ediyorlar.
- Some dog owners wonder if it's OK to feed their dogs fish.
Bizim binamızda yaşayan bir sürü insan mal sahibinden hoşlanmıyor.
- A lot of people living in our building don't like the owner.
Mal sahibiyle konuştun mu?
- Have you spoken to the owner?
Tom şirketin sahibi olmaktan vazgeçti.
- Tom ended up becoming the owner of the company.
Playfish'in sahibi, Electronic Arts'tır.
- The owner of Playfish is Electronic Arts.
ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir.
- The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.