Yarın ara sıra sağanaklar olabilir.
- Occasional showers are possible tomorrow.
Onun için mümkün olabilir fakat ben testi asla geçemezdim.
- For him it may be possible, but I'd never pass the test.
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
- All of us want to live as long as possible.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
- Is it possible to travel at such a high speed?
Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Bugün Tom'un, toplantıya katılmayacağı muhtemeldir.
- It's possible Tom won't attend the meeting today.
Tom muhtemelen Mary'ye bunu mümkün olan en kısa sürede yapması gerektiğini söyleyecektir.
- Tom is probably going to tell Mary that she should do that as soon as possible.
Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.
- Possible side effects include blurred vision and shortness of breath.
Bir kaza geçirmiş olması olasıdır.
- It is possible that he has had an accident.
Bunun tek bir makul açıklaması var.
- There's only one possible explanation.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
- I see no other possible explanation.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
- That's possible but highly unlikely.
algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
- It is not possible to conceive without perceiving.
Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı.
- It wasn't possible for the boy to swim across the river.