Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.
- She knows how to make candy.
Onun yediği tek şey şekerlemedir.
- The only thing he eats is candy.
Beni en çok şaşırtan şey onun şeker sevmemesiydi.
- What surprised me most was that she didn't like candy.
Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin.
- Eat up the steak and then you can have a candy.
O çocuk şekerleme için annesiyle alay etti.
- That child teased his mother for candy.
Eğer eğerler ve fakatlar şekerleme ve çerez olsalar, hepimiz neşeli bir Noel yaparız.
- If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas.
Tom'un köpeği şeker çubuğunu yedikten sonra, Tom çikolata zehirlenmesinin seviyesini hesaplamak için akıllı telefonunu kullandı.
- After Tom's dog ate a candy bar, Tom used his smartphone to calculate the level of chocolate poisoning.