Su olmayan bir yerde kamp yapmak imkansızdır.
- Camping is impossible where there is no water.
Tom'un en sevdiği şeylerden biri kamp yapmaktır.
- One of Tom's favorite things to do is camping.
Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.
- We'll have to camp out if we can't find a place to stay.
Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to camp.
Bir hafta boyunca orada kamp yaptık.
- We camped there for a week.
Tom bir sonraki tatilini yürüyüş ve kamp yaparak geçirmek istediğini söyledi.
- Tom said he'd like to spend his next holiday hiking and camping.
Dün kampüste onunla buluştu.
- I met her on campus yesterday.
Tom kampüsümüzden çok uzakta olmayan iyi bir restoran buldu.
- Tom found a good restaurant not too far from our campus.
Kampus polisini aradı.
- She called the campus police.
Ne güzel bir yerleşke!
- What a beautiful campus!
It's a fifteen minute walk from here to the campus.
- It's fifteen minutes' walk from here to the campus.
It's fifteen minutes' walk from here to the campus.
- It's a fifteen minute walk from here to the campus.
... and succeed when they get to campus and across the country ...