Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.
- Tom has a drawer full of USB cables.
İki kabloyu birbirine bağla.
- Attach the two cables together.
Tom'un bir kablolu TV'si yok.
- Tom doesn't have cable TV.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
- The whole town has cable TV.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
- The whole town has cable TV.
Tom'un bir kablolu TV'si yok.
- Tom doesn't have cable TV.
Kablo elektrikli değil.
- The cable is not electrified.
Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
- Electricity cables are made of copper.
Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
- Electricity cables are made of copper.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
Halatlardan biri koptuğunda köprü çöktü.
- The bridge collapsed when one of the cables snapped.
Halatlardan biri kopunca köprü çöktü.
- The bridge collapsed when one of the cables broke.
I tried to watch the movie last night but my cable was out.
... look you've got to air freight some of these cables-- ...
... to go and buy USB cables. ...