Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
- Tom concluded his speech with a proverb.
O birçok atasözü bilir.
- She knows many proverbs.
Twitter, saçmalıklara iyi bir örnektir.
- Twitter is a good example of absurdity.
Muhabir: Bana bir örnek verebilir misin?
- Reporter: Can you give me an example?
Bana bir misal verebilir misiniz?
- Can you give me an example?
Bir misal verebilir misin?
- Can you give an example?
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Mesela, bu bir aşk şarkısı.
- For example, this is a love song.
Hayvanları seviyorum, mesela kediler ver köpekleri.
- I like animals, for example, cats and dogs.