but, except that

listen to the pronunciation of but, except that
Английский Язык - Турецкий язык

Определение but, except that в Английский Язык Турецкий язык словарь

although
rağmen

Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı. - Although I trusted the map, it was mistaken.

Genç olmasına rağmen gri sakalı var. - Although he's young, he has a grey beard.

although
olduğu halde
although
bağ. -diği halde, ise de, olmakla beraber: Although he's old he's a good dancer. Yaşlı olduğu halde iyi dans eder. Although I tried hard it
although
ise de
although
gerçi
although
-dığı halde
although
ile beraber
although
bununla birlikte
although
halde

Onunla gerçekte tanışmadığımız halde Mary hakkında çok şey biliyorum. - Although I know a lot about Mary, I haven't actually met her.

Sana söylediğim halde yapmadın bunu. - Although I tell you to, you don't do it.

although
karamazdan
although
-e karşın
although
olmakla beraber
although
olmasına rağmen

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var. - Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.

İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı. - Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.

although
her ne halde
although
baçlaç gerçi
although
conj. karşın
although
(bağlaç) karşın, ise de, rağmen, olduğu halde, gerçi
Английский Язык - Английский Язык
although
but, except that
Избранное