O bir arı kadar meşguldür.
- She is as busy as a bee.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy preparing supper.
Bu oldukça işlek bir yer gibi görünüyor.
- This seems to be a pretty busy place.
Evim işlek bir caddeye bakmaktadır.
- My house faces a busy street.
Ben bu hafta çok yoğunum.
- I'm very busy this week.
Önümde oldukça yoğun bir öğleden sonram var.
- I have rather a busy afternoon in front of me.
Konuklar ve fazla ev işi nedeniyle, çok hareketli bir hafta geçirdim.
- What with the visitors and all the extra housework, I've had a very busy week.
Tom çabucak faaliyet gösterdi.
- Tom quickly got busy.
Mary'nin komşusu bir işgüzar.
- Mary's neighbor is a busybody.
O korkunç bir işgüzar.
- He's an awful busybody.
Tom kendini meşgul etti.
- Tom kept himself busy.
Tom meşgul etmeyi seviyor.
- Tom likes to keep busy.
Flowers, stripes, and checks in the same fabric make for a busy pattern.
Her telephone has been busy all day.
It has been a busy day.