Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.
- The bus will arrive at the station in fifteen minutes.
Evim otobüs durağına yakın.
- My house is close to a bus stop.
Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.
- It's more economical to go by bus instead of taking a taxi.
Oraya otobüsle gitmek iki saat alır.
- It'll take two hours to get there by bus.
Kaza olduğunda neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.
- Almost all of the passenger in the bus were asleep when the accident happened.
Adam bütün yolu yürümek istemedi;bu yüzden otobüse bindi.
- The man didn't feel like walking all the way; so he took the bus.
He bused tables as the restaurant emptied out.
He’s been busing for minimum wage.