Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
- This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
Tokyo'da yaşayan yabancı iş adamları çoğunlukla ithal batı ürünlerinin yüksek fiyatlarından şikâyet etmektedir.
- Foreign businessmen living in Tokyo often complain of the high prices for imported western food.
İşadamları bankalara borçlu oldukları parayı geri ödeyemedi.
- Businessmen could not pay back money they owed the banks.
Onların üniversiteye gitmelerini ve işadamları olmayı öğrenmelerini istedi.
- He wanted them to go to college and learn to be businessmen.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.
Hans Alman bir işadamıdır.
- Hans is a German businessman.
Başarılı bir iş adamı olmanın hayalini kurardım.
- I used to dream about being a successful businessman.
Tom bir iş adamı olmak için uygundur.
- Tom is fitted to become a businessman.
Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.
- Besides being a businessman, he is a musician.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.