There's no way I'm going to find Tom in this place.
- Tom'u burada bulmamın imkanı yok.
Please don't leave valuable things here.
- Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
Hello? Are you still here?
- Merhaba? Hâlâ burada mısın?
What're you doing in here?
- Burada ne yapıyorsun?
It's boiling in here.
- Burada hava çok bunaltıcı.
What're you doing up here?
- Burada ne yapıyorsun?
I told her I'd finish up here.
- Ona burada bitireceğimi söyledim.
Aren't you a student here?
- Sen burda bir öğrenci değil misin?
They have been here for an hour.
- Onlar bir saattir burdalar.
Toss your gun over here.
- Silahını buraya fırlat.
Come over here and help me.
- Buraya gel ve bana yardım et.