When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
- Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
- Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
The sky today is blue, without a cloud.
- Gök bugün mavi, bulutsuz.
The moon rose above the clouds.
- Ay bulutların üzerinde kaldı.
The sky became suddenly overcast with clouds.
- Gökyüzü birden bulutlarla kaplandı.
All of a sudden the sky became overcast.
- Gökyüzü aniden bulutlandı.