Unfortunately, the police had to wait until there was another victim to try to find more about the serial killer.
- Ne yazık ki, polis seri katil hakkında daha fazla bilgi bulmaya çalışmak için başka bir mağdur buluncaya kadar beklemek zorunda kaldı.
I've got to try to find her.
- Onu bulmaya çalışmak zorundayım.
I went to many shops to look for the book.
- Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
Scientists haven't found a cure for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.
Zebras and giraffes are found at a zoo.
- Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.
I had great difficulty in finding my ticket at the station.
- İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
Finding her office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Ann can't find a job.
- Ann, bir iş bulamıyor.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
The detective found absolute proof of the man's guilt.
- Dedektif adamın suçuyla ilgili kesin kanıtı buldu.
The police detective found a bloody knife.
- Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.