O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.
- He used to bully his friends.
Tom Mary'ye tekrar zorbalık yapmaması için uyarıldı.
- Tom was warned not to bully Mary again.
Çocuk parkının kendi kabadayısı vardır.
- Every playground has its bully.
Kendi bedeninde birine sataş, sen kabadayı.
- Pick on somebody your own size, you bully.
Sami, Leyla'ya dayılanıyordu.
- Sami was bullying Layla.
Onun okulda zorbalık ettiğini duydum.
- I heard that he was bullying at the school.
Dan bana artık zorbalık etmeyecek.
- Dan will no longer bully me.
She's finally leaving her abusive husband — bully for her!.
She's finally leaving her abusive husband — bully for her; I don't bleeding care!.
... overcome bullies. ...