The sea affords an abundant supply of fish.
A good life affords consolation in old age.
We can only afford to buy a small car at the moment.
I found this book very interesting.
- Bu kitabı çok enteresan buldum.
I found the book very interesting.
- Kitabı çok enteresan buldum.
Finding her office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
I had great difficulty in finding my ticket at the station.
- İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
Where can you find the closest store?
- En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
The police detective found a bloody knife.
- Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.
The detective used a magnifier to find some clues.
- Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır.