Определение build#up в Английский Язык Турецкий язык словарь
- geliş
- build
- inşa etmek
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
Yeni bir kasaba inşa etmek için buraya geldik.
- We came here to build a new town.
- build
- {i} inşa
Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.
- Many years have been spent in building the tower.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
- build
- plan yapmak veya kurmak
- build
- build up birikmek
- build
- {f} inşaatçılık yapmak
- build
- {f} kurmak
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
Bu fabrikayı kurmak, uzun bir zamana ve bir sürü paraya mal oldu.
- It took a long time and a lot of money to build this factory.
- build
- {i} (insan için) yapı, bünye, fizik
- build
- {i} yapı
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
- The money was appropriated for building the gymnasium.
- build
- build in dahil etmek
- build
- (Bilgisayar) oluşturma
Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor.
- We need to build an app.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
- build
- monte etmek
- build
- (Bilgisayar) yerleştir
Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.
- Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
- build
- (Bilgisayar) kurgu
- build
- (Bilgisayar) oluşturuyor
- build
- (Bilgisayar) yapım
Bina zaten yapım aşamasında.
- The building is already under construction.
Yeni bir okul binası yapım aşamasında.
- A new school building is under construction.
- build
- (Bilgisayar) derleme
- build
- (Bilgisayar) oluştur
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor.
- We need to build an app.
- build
- geliştirmek
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
- build
- kurgulamak
- build
- yapı (insan için)
- build
- yaratmak
- build
- bünye
- build
- yapı (vücut)
- build
- yapı yapmak
- build
- oluşturmak
- build
- toparlanmak
- build
- parçaları bir araya getirmek
- build
- gelişmek
- build a sewer
- lağım açmak
- build again
- (İnşaat) yeniden inşa etmek
- build bridge
- köprü yapmak
- build high hopes
- hayale kapılmak
- build in
- (İnşaat) gömme olarak yerleştirmek
- build in
- (İnşaat) sabit olarak yerleştirmek
- build number
- (Bilgisayar) yapı numarası
- build object
- (Bilgisayar) nesneyi yerleştir
- build on
- dayandırmak
- build operate
- (Kanun,Turizm) yap işlet
- build phase
- (Telekom) yapım aşaması
- build up
- güçlenmek
- build up
- oluşturmak
- build
- yapmak
Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.
- But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
- build
- {f} inşa et
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
- build
- beden yapısı
- build a fire under
- birine fitil vermek
- build again
- yeniden inşa et
- build castles in the air
- olmayacak duaya amin demek
- build in
- dahil etmek
- build on
- dayandır
- build on sand
- buz üstüne yazı yazmak
- build operate transfer
- yap işlet devret
- build up
- büyü(t)mek
- build up
- geliş
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
- Reading helps you build up your vocabulary.
- build up
- güçlen(dir)mek
- build up
- geliş(tir)mek
- build-operate-transfer
- yap-işlet-devret
- build
- seri yapmak
- build
- {i} vücut yapısı
- build
- natura builderyapıcı
- build
- {i} yaradılış
- build
- müteahhit
Bu binaların müteahhiti bilinmiyor.
- The builder of those houses is unknown.
- build
- iskambil elinde toplamak
- build a fire
- ateş yakmak
- build a rapport
- İyi ilişkiler inşa etmek
- build down
- yıkmak
- build in
- sabit, gömme olarak yerleştirmek
- build into
- içine inşa
- build off of
- ile yapılandırmak, ... ile inşaa etmek
The .NET Framework 4 is the first version since .NET 2.0 that does not build off of a previous version.
- build on
- üzerine temellendirmek
- build out
- oluşturmaktır
- build out of
- out of kurmak
- build over
- inşasının tamamlanması
Apparently 160 such vessels are due to be built overthe next few years.
- build over
- üzerinde inşa
- build rapport
- Dostça münasebe/ilişki kurmak
- build to order
- sipariş üzerine yapma
- build up
- Artırmak , takviye etmek , güçlendirmek , asker ve araç yığmak
- build up
- oluştur
- build up
- Toplamak , kuvvetlenmek
- build up
- Duvar örmek
- build up a business
- iş kurmak
- build up one's health
- sağlığına kavuşmak
- build upon
- üzerine inşa
- build upon sand
- (on) buz üstüne yazı yazmak
- build-in
- Dâhilî
- build
- {f} toplanmak
- build
- {f} örmek
- build
- {f} toplamak
- build
- {f} kümelenmek
- build
- {f} güvenmek
- build
- {f} bel bağlamak
- build
- {f} (built)
- build
- inşaatçı
Kuzenim gibi inşaatçılar, sık sık şantiyeye ağır malzemeler taşımak zorundalar.
- Builders, like my cousin, often have to carry heavy materials to site.
- build (up) a library
- kütüphane yapmak
- build (up) a reputation
- itibar kazanmak
- build a barrier
- set çekmek
- build a bridge
- köprü kurmak
- build a building
- inşaat yapmak
- build a dam
- baraj inşaa etmek
- build a database
- veritabanı oluşturmak
- build a facility
- tesis kurmak
- build a fire under someone
- (deyim) birine fitil vermek
- build a harbour
- liman yapmak
- build a hospital
- hastane inşa etmek
- build a hospital
- hastane yapmak
- build a plant
- tesis kurmak
- build a reputation
- ün yapmak
- build a reputation
- itibar yapmak
- build a shack
- gecekondu yapmak
- build a ship
- gemi yapmak
- build a ship
- gemi inşa etmek
- build a ship
- gemi inşaa etmek
- build a wall around
- (İnşaat) duvar çevirmek
- build castles on the air
- boş hayaller kurmak
- build in parts
- (Askeri) gövdeye takılı parçalar
- build into
- bir şeyin içinde imal etmek
- build no
- (Bilgisayar) derleme numarası
- build on sand
- çürük temel üzerine kurmak
- build operate agreement
- (Kanun) yap işlet sözleşmesi
- build options
- (Bilgisayar) yerleştirme seçenekleri
- build request
- (Bilgisayar) oluşturma isteği
- build road
- yol inşaa etmek
- build slide text
- (Bilgisayar) slayt metni yerleştir
- build someone up
- (deyim) ovgu ile birinin ununu artirmak,goklere cikarmak. a buildup goklere cikarmak
- build someone up
- (deyim) guclenmek
- build sth. up
- (deyim) gelistirmek,yavas yavas artirmak veya buyutmek
- build this object
- (Bilgisayar) yerleştirilecek nesne
- build trust
- güven tesis etmek
- build up
- (deyim) gelistirmek,siddetini artirmak
- build up
- {f} övmek
- build up
- {f} kuvvetlendirmek
- build up
- {f} artırmak
- build up
- {f} göklere çıkarmak
- build up
- (İnşaat) birikme
- build up
- {f} geliştirmek
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
- build up
- (Fiili Deyim ) 1- duvar örmek 2- toplamak , kuvvetlenmek 3- artırmak , takviye etmek , güçlendirmek , asker ve araç yığmak 4- kurmak , geliştirmek
- build up
- {f} kurmak
Yeni başkan ordu kurmak istiyor.
- The new president wants to build up the army.
- build up confidence
- güvence oluşturmak
- build up opposition block
- (Politika, Siyaset) muhalif bir cephe oluşturma
- build up over time
- zamanla artmak
- build up trust
- güven tesis etmek
- build up trust
- güvence oluşturmak
- build upon
- -e dayalı olmak
- build with bricks
- tuğla döşemek
- body build
- vücut yapısı
- don't build
- (Bilgisayar) yerleştirme
- jerry-build
- derme çatma yapmak
- re build
- yeniden inşa et
- as build
- (Mühendislik) son halini almış, tamamlanmış
- jerry-build
- derme kurmak
- medium build
- Orta yapılı, ota yapıda (vücut/kişi)
- of medium build
- orta yapılı
- stout in build
- (Avcılık) Kalıplı, iri yarı
Though she was stout in build and stood erect her slow eyes and parted lips gave her the appearannce of a woman who di not know where she was or where se was going.
- to build up
- oluşturmak için
- waste build-up
- Atık birikmesi
- after build step
- (Bilgisayar) yerleştirmeden sonra
- blood build up
- kanlanma
- blood build up
- kan toplama
- cop build
- (Tekstil) kops oluşumu
- last build
- (Bilgisayar) son oluşum
- line build out
- (Bilgisayar) giden hat yapımı
- module build
- (Telekom) modül yapımı
- private build description
- (Bilgisayar) kendine özel yaratma tanımı
- solid build
- sağlam bina
- special build description
- (Bilgisayar) özel yaratma tanımı
- sqm build
- (Telekom) yym imalatı