buchse

listen to the pronunciation of buchse
Немецкий Язык - Турецкий язык
/ techn. yuva, kovan, manson, bas poyra; et. duy, priz
bieten mit einer buchse
sağlamak bir burç
Английский Язык - Турецкий язык

Определение buchse в Английский Язык Турецкий язык словарь

bush
{i} çalı

Bush çalışkan bir ekip kurdu. - Bush put together a hard-working team.

Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük. - We walked through thick bushes.

bush
bağa
bush
mil yatağı
bush
(Argo) kırsal
bush
(the ile) (özellikle Afrika ve Avustralya'da) vahşi bölge
bush
{i} gür saç
bush
çalı ile örtmek
bush
çalıdan yapılmış tarakla taramak
bush
{i} çalılık arazi
bush
{i} çalıya benzer şey
bush
{i} zıvana
bush
(Tekstil) yuva kovan
bush
çalıya benzer şey çalılık arazi
bush
çalılık

Tom Mary'nin çalılıklarda saklandığını fark etmedi. - Tom didn't notice Mary hiding in the bushes.

Yüzlerce polis ve gönüllü yoğun çalılık alanda üç yaşındaki kayıp çocuğu arıyor. - Hundreds of police and volunteers are searching thick bushland for a missing three-year-old boy.

bush
vahşi bölge/çalı/çalılık
bush
(isim) çalı, çalılık arazi, çalıya benzer şey, gür saç, burç [müh.], zıvana
bush
beat about the bush sadede gelmemek