Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother lives in Tokyo.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother lives in Tokyo.
Tom Mary'nin kayınbiraderidir.
- Tom is Mary's brother-in-law.
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
- My brother-in-law passed away last Wednesday.
Beş kardeş çiftlikte birlikte çalıştı.
- Five brothers worked together on the farm.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
Fancy a pint, me old mucker?.
How my bitches been doin'?.
Ob-la-di, ob-la-da, life goes on, bra, la-la how the life goes on ~ Lennon/McCartney, Ob-La-Di, Ob-La-Da, 1968.
... practical proposals to speed up bro ...