Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.
- There is usually a cool breeze here in the evening.
Esinti onun yüzünü öptü.
- The breeze kissed her face.
Meltem iyi hissettiriyor.
- The breeze feels good.
Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.
- The candle's flame is flickering in the soft breeze.
Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.
- The candle's flame is flickering in the soft breeze.
Öğrenciler için final sınavı çocuk oyuncağıydı.
- The students found the final examination to be a breeze.
Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.
- The candle's flame is flickering in the soft breeze.
After studying Latin, Spanish was a breeze.