Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
- I forwarded the message I got from Tom to Mary.
Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
- I forwarded the schedule you sent me to Tom.
Geçen hafta kendini terfi ettirmeyi başardı.
- He managed to get himself promoted last week.
Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.
- His lack of technical knowledge kept him from being promoted.