İki parçayı birlikte yapıştırmak zor olacak.
- It'll be difficult to glue the two pieces together.
O kutudaki tutkal ve makası bana uzat lütfen.
- Hand me the glue and the scissors in that box, please.
Tom'un gözleri ekrana tutkallıydı.
- Tom's eyes were glued to the screen.
Bu sıvı zamk yerine kullanılabilir.
- This fluid can be substituted for glue.
O, vazoyu uyduruk bir biçimde birlikte yapıştırdı.
- He glued the vase together sloppily.
Onu birlikte geri yapıştırabileceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we can glue that back together?
Bu yapıştırıcı plastiğe yapışmaz.
- This glue does not adhere to plastic.