O sınıfında en yaşlıdır.
- He is the eldest in his class.
Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.
- Fatima is the eldest student in our class.
En büyük çocuk olmak kolay değil.
- It's not easy being the eldest child.
Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
- Fatima is the eldest student in our class.
En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.
- The eldest son succeeded to all the property.
En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu.
- Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.