I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
The group claimed responsibility for the bombings.
- Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.
The Union army shelled the city.
- Birlik ordusu şehri bombaladı.
The shelling continued all day.
- Bombardıman bütün gün devam etti.
The bomb blew Tom's house to smithereens. Fortunately, he wasn't at home at the time.
- Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyiki, o anda evde değildi.
They planted bombs outside our homes.
- Onlar evlerimizin dışına bomba yerleştirdiler.
She dropped a bombshell on him.
- O onun üstüne bir bomba düşürdü.
Tom dropped a bombshell.
- Tom bombayı patlattı.