Tom and Mary adopted two children whose parents had been killed by a suicide bomber.
- Tom ve Mary ana-babası bir intihar bombacısı tarafından öldürülmüş iki çocuğu evlat edindiler.
The police caught the suicide bomber before he could detonate his bomb.
- Polis, intihar bombacısını bombasını patlatmadan önce yakaladı.
I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
Atomic bombs are a danger to the human race.
- Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir.
The shelling continued all day.
- Bombardıman bütün gün devam etti.
The British shelling stopped at seven o'clock.
- İngiliz bombardımanı saat yedide durdu.
They planted bombs outside our homes.
- Onlar evlerimizin dışına bomba yerleştirdiler.
The bomb blew Tom's house to smithereens. Fortunately, he wasn't at home at the time.
- Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyiki, o anda evde değildi.
She dropped a bombshell on him.
- O onun üstüne bir bomba düşürdü.
Tom dropped a bombshell.
- Tom bombayı patlattı.