boşlukları

listen to the pronunciation of boşlukları
Турецкий язык - Английский Язык
voids
Spaces between superclusters that are relatively free of luminous matter Also called bubbles volume - The space occupied by an object
The undesirable formation of large cavities or pockets in a foam structure Voids are usually caused by poor moldability or incorrect mold filling
The undesirable absence of ink within a bar of the UCC/EAN symbol
Holidays or holes in a coating
Empty spaces in sand, mortar, or grout
A general term for pore spaces or other openings in rock
Pockets of entrapped gas that have been cured into a laminate
The spaces between soil particles filled by air or water
The percent by volume of the interstices to the total bed volume The space between the granules
plural of , void
Pockets of entrapped gas that have been cured into laminate
If the hand you're dealt contains no cards of one or more of the suits, those suits are called voids
third-person singular of void
hollow spaces underground
The undesirable formation of large cavities or pockets in a foam structure Voids are usually caused by poor moldability or incorrect mold filling In the case of foam buns, voids occur when then blowing and polymerization reactions are out of balance
boşluk
{i} vacancy

His resignation left a vacancy in the cabinet. - İstifası kabinede boşluk bıraktı.

boşluk
blank

Fill the blanks with suitable words. - Boşlukları uygun kelimelerle doldurun.

There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed. - Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.

boşluk
space

A space is missing before the colon. - İki nokta üst üste'den önce boşluk eksik.

There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed. - Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.

boşluk
emptiness

An emptiness devours my heart. - Bir boşluk kalbimi yiyip bitirmektedir.

boşluk
gap

The cat went through a gap in the fence. - Kedi çitteki bir boşluktan geçti.

The gap was bigger than I expected. - Boşluk beklediğimden daha büyüktü.

boşluk
yard
boşlukları doldurup sıvamak
flush
boşluk
vacuum
boşluk
{i} separation
boşluk
{i} void

Fadil felt a void in his life. - Fadıl hayatında bir boşluk hissetti.

When I look back on my youth, I see a spiritual void, said Tom. - Tom Gençliğime baktığımda manevi bir boşluk görüyorum. dedi.

boşluk
{i} abyss
boşluk
hollow
boşluk
vacancies
boşluk
(Jeoloji) clearence
boşluk
{i} gulf
boşluk
interim
boşluk
(İnşaat) porosity
boşluk
well
boşluk
null
boşluk
(İnşaat) pore
boşluk
exhaustion
boşluk
(Bilgisayar) gap width
boşluk
opening
boşluk
recess
boşluk
area
boşluk
cavity
boşluk
hiatus
boşluk
{i} slot
boşluk
aperture
boşluk
vainness
boşluk
{i} yawning
boşluk
sinus
boşluk
chamber
boşluk
play
boşluk
backlash
boşluk
emptiness; cavity; gap; clearance; vacuum
boşluk
allowance
boşluk
desideratum
boşluk
hollow space
boşluk
nothingness
boşluk
chasm
boşluk
blank space, blank
boşluk
clear
boşluk
inanition
boşluk
blank; antrum
boşluk
hole

Why do the five yen coin and the fifty yen coin have holes in the center? - Neden 5 ve 50 yenlik bozuk paraların ortasında boşluk var?

The story is full of holes. - Anlatı boşluklarla dolu.

boşluk
idleness
boşluk
blank , space
boşluk
daylight
boşluk
cavity (Anatomy); slackness
boşluk
blankness; abysm
boşluk
clearance
boşluk
phys. vacuum
boşluk
(Hukuk) lacuna, vacuum, gap
boşluk
hollowness
boşluk
{i} blankness
boşluk
{i} voidness
boşluk
{i} slackness
boşluk
vacuole
boşluk
inanity
boşluk
{i} vacuity
boşluk
{i} nullity
boşluk
inane
boşluk
wilderness
boşluk
{i} abysm
boşluk
{i} slack
boşluk
{i} lacuna
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение boşlukları в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Boşluk
vakum
Boşluk
kavite
Boşluk
cevf
Boşluk
(Osmanlı Dönemi) FÜRUC
boşluk
Oyuk, çukur, kapanmamış yer
boşluk
Kesinti, kopukluk
boşluk
Kesinti, kopukluk: "O sevimli toprakların boşluğu gönlüne dokunmuştu."- F. R. Atay
boşluk
Boş geçen süre
boşluk
İçinde hiçbir cisim bulunmayan uzay, vakum
boşluk
Yetersizlik
boşluk
Yetersizlik: "O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor."- R. H. Karay. İçinde hiçbir cisim bulunmayan uzay, vakum
boşluk
Eksiklik, yoksunluk duygusu
boşluk
Eksiklik, yoksunluk duygusu: "Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu."- S. F. Abasıyanık
burun boşlukları
Burun deliklerinden yukarı doğru açılan, mukozayla kaplı boşluklar
boşlukları
Избранное