boşandırmak

listen to the pronunciation of boşandırmak
Турецкий язык - Английский Язык
to cause or allow (a couple) to get a divorce
to grant a divorce to (a couple)
boşan
get divorced

Why do you think Tom and Mary are planning to get divorced? - Tom ve Mary'nin niçin boşanmayı planladıklarını sanıyorsun?

I wonder if they'll get divorced. - Onların boşanıp boşanmayacaklarını merak ediyorum.

boşan
got divorced
boşan
get a divorce
boşan
{f} divorced

Tom hasn't seen Mary since they got divorced. - Tom boşandıklarından beri Mary'yi görmedi.

Tom and Mary finally decided to get divorced. - Tom ve Mary, sonunda boşanmaya karar verdi.

boşan
{f} divorce

For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first. - Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.

I will consent to the divorce. - Boşanmayı kabul edeceğim.

Турецкий язык - Турецкий язык
İstekleri üzerine kanunlara uyarak ayırmak
Boşanmasını sağlamak
boşandırma
Boşandırmak işi veya durumu