I don't evacuate them.
- Onları boşaltmıyorum.
There's a fire in the building. We have to evacuate immediately.
- Binada bir yangın var. Hemen boşaltmalıyız.
Use a strainer to drain the pasta.
- Makarnayı boşaltmak için bir süzgeç kullanın.
The river drains five provinces.
- Nehir beş ili boşaltır.
Clear the road. It's not safe.
- Yolu boşaltın. Güvenli değil.
I've cleared my schedule.
- Programımı boşalttım.
Empty the car so we can use it.
- Arabayı boşaltın, böylece onu kullanabilelim.
I'm going to empty this cabinet so that you can use it.
- Kullanabilmen için bu dolabı boşaltacağım.
She poured boiling water into the cup.
- Kaynayan suyu bardağa boşalttı.
The excited crowd poured out of the stadium.
- Heyecanlı kalabalık stadyumu boşalttı.
Before going to bed, he usually takes all the coins from his pockets and dumps them on the table.
- Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.
These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
- Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
The ship anchored in the harbour and unloaded its goods.
- Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.
It'll take some time to finish unloading the truck.
- Kamyonu boşaltmayı bitirmek biraz zaman alacak.
We need to vacate the house by the end of the month at the latest.
- En geç ayın sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.