boğuculuk

listen to the pronunciation of boğuculuk
Турецкий язык - Английский Язык
stuffiness
sultriness
boğucu
suffocating
boğucu
sultry

It was very sultry that night. - O gece çok boğucuydu.

On a sultry night in August a new theatre opened for business. - Ağustos ayında boğucu bir gecede iş için yeni bir tiyatro açıldı.

boğucu
{s} stifling

It's stifling hot today. There's no wind at all. - Bugün boğucu sıcak. Hiç rüzgar yok.

In the stifling atmosphere, I can barely breath. - Boğucu atmosferde zar zor nefes alabiliyorum.

boğucu
{s} stuffy
boğucu
stultifying
boğucu
boring
boğucu
muggy
boğucu
suffocative
boğucu
heavy
boğucu
smothery
boğucu
close
boğucu
airless
boğucu
stifling, suffocating
boğucu
suffocating, stifling; airless, close, sultry, muggy
boğucu
asphyxiant
boğucu
choky
boğucu
choke
boğucu
choking
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение boğuculuk в Турецкий язык Турецкий язык словарь

boğucu
Solunumu güçleştiren
boğucu
Çok sıcak, sıkıntı veren
boğucu
Boğma özelliği olan
boğucu
Solunumu güçleştiren: "Göğsünde boğucu bir tıkanıklık vardı."- P. Safa. Çok sıcak, sıkıntı veren: "Eski evinin boğucu, dertli havasından kurtulmak için komisyoncu kendini hemen sokağa attı."- H. R. Gürpınar
boğuculuk
Избранное