Tom held a knife to Mary's throat.
- Tom Mary'nin boğazına bir bıçak dayadı.
He cleared his throat, and said:I love Tatoeba!.
- Boğazını temizledi ve Ben Tatoeba'yı seviyorum! dedi.
Istanbul is located along the Bosphorus.
- İstanbul boğaz boyunca yer alır.
At this point the sea narrows into a strait.
- Bu noktada, deniz bir boğaz içinde daralır.
Have you ever gone through the Straits of Magellan?
- Sen hiç Macellan Boğazından geçtin mi?
Tom could feel the sun on his neck.
- Tom güneşi boğazında hissedebiliyordu.
I am up to my neck in work.
- Boğazıma kadar işe batmış vaziyetteyim.
Istanbul is located along the Bosphorus.
- İstanbul boğaz boyunca yer alır.
Whenever I swallow, my throat hurts.
- Ne zaman yutkunsam boğazım ağrıyor.
My throat really hurts when I swallow.
- Yutkunduğum zaman boğazım gerçekten acıtıyor.
I tripped on a stone, and if he hadn't caught me, I would have fallen into the gorge.
- Ben bir taşa takıldım ve o beni yakalamasaydı, boğaza düşerdim.