Beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu.
- A white cloud is floating in the blue summer sky.
İlk mavi kotlar1853'te piyasaya çıktı.
- In 1853, the first blue jeans came out.
Bütün gün hüzünlü hissediyordum.
- I was feeling blue all day.
Gökyüzü mavidir, deniz de mavidir. Gökyüzü ve deniz mavidir.
- The sky is blue, the sea is also blue. The sky and the sea are blue.
O, mavi denize ulaştı.
- He reached the blue sea.
Evimi maviye boyamak istemiyorum.
- I don't really want to paint my house blue.
Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor.
- Mary wants to paint her car bright blue.
Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.
- Blend the blue paint with the yellow paint.
Tom beyaz halı üzerine mavi boya kutusunu döktü.
- Tom spilled the can of blue paint on the white carpet.
Bugün biraz keyifsiz hissediyorum.
- I'm feeling a little blue today.
Pazartesi günleri her zaman keyifsizim.
- I always feel blue on Mondays.
Onun elleri soğuktan morarmıştı.
- His hands were blue with cold.
Soğuktan dolayı elleri morarmıştı.
- His hands were blue because of the cold.
The boys in blue marched to the pipers.
His request for leave came out of the blue.
Congress turned blue in the mid-term elections.