Children play with blocks.
- Çocuklar bloklarla oynarlar.
The children played with wooden blocks.
- Çocuklar ahşap bloklarla oynadılar.
She lives a block away and her name is Susan.
- O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.
Food shipments were blocked.
- Gıda sevkiyatı bloke edildi.
I need a writing pad.
- Bir bloknota ihtiyacım var.
I wrote the phone number on the writing pad.
- Onun telefon numarasını bloknota yazdım.
Tom walked around the block in his ugg boots.
- Tom ugg botlarıyla blok etrafında yürüdü.
He quickly made friends with the new boy on the block.
- O, bloktaki yeni bir çocukla çabucak arkadaş oldu.
She lives a block away and her name is Susan.
- O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.