Şu herife hiç tahammül edemiyorum.
- I can't stand that bloke.
Food shipments were blocked.
- Gıda sevkiyatı bloke edildi.
The road was blocked by fallen rocks.
- Yol düşen kayalar tarafından bloke edildi.
The dam blocking the river is very wide.
- Nehri bloke eden baraj çok geniş.
That car is blocking traffic.
- O araba trafiği bloke ediyor.
The dam blocking the river is very wide.
- Nehri bloke eden baraj çok geniş.